Sanat Ne İçindir?

Hızlı üretimle ve tüketimle sınandığımız bu demlerde popüler olanın hakim konumunun ötekisi olan geleneksel sanatlarda durum çok da parlak gözükmüyor. Geleneğin, geçmişten emanet olarak yüklendiği değerleri icra etme görevine, bu hazineyi geleceğe ulaştırma vazifesi de eklenince, alanın yükü iyice ağırlaşıyor. Geleneğin bu kadîm vazifesinin en önemli destekçileri üniversitelerimiz ve Kültür Bakanlığı’mızdır. Bununla birlikte, belediyelerimize bağlı olarak açılan kurslar da gelenekli sanatların tanıtımı ve bu alanın icracılarının istihdamı açısından önemli vazifeler ifa etmektedirler. Yani gelenekli sanatların destekçisi yoğun olarak kamu kaynaklarıdır. Bu kaynakların aktarımında süreçlerin daha sağlıklı yönetilmesi ve istikametin belirlenebilmesi için bir üst politikanın olmayışı; değerli bir niyetten hasıl olacak faydayı aşağıya çekebilir. Bu nedenle tüm süreci kapsayacak bir kültür politikasını “Milli Kültür Hamlesi” kapsamında ihdas etmek gerektiğini sıkça dile getiririm.

          Gelenekli sanatların kapsayıcı bir vizyon altında icra edilememesinin sebep olduğu çeşitli sıkıntılardan da bahsetmek isterim. Gelenekli sanatlar alanında yetişen sanatkârın önündeki en hayâtî imtihan piyasa-gelenek çatışması olarak zuhur eder. Piyasanın istekleri ile geleneğin öncelikleri arasındaki makasın çok geniş olması, sanatkârı çoğu zaman iki uçtan birisini seçmeye iter. Buradaki tercihi ile sanatkâr, mahallesinde dışlanabilir, baskı görebilir. Bu duruma düşmemek için kendi yolculuğunu yoğun emekle ve dikkatle sürdürmeye gayret eden sanatkârın önünde ise şeffaf bir şekilde yönetilmeyen proje süreçleri, eş-dost arasında dağıtılan işler, sonucu belli olan sınavlar gibi derin dehlizler yer alabilir. Bu dehlizler, sanatkârı işini bırakma noktasına getirebilir ve ekonomik özgürlüğünü sarsabilir ama yine de “sanat, sanat içindir” diyerek gelenek dairesi içerisinde direnebildiği kadar direnir sanatkâr. Bu arada yaşama gayretinde iken karşılaşacağı tüm adaletsizliklere, gelenekli alanın “derin sessizliğiyle” birlikte  -bir başına- direnir.

          “Sanatı halk için” icra etmeyi tercih eden sanatkâr ise aldığı eğitimin ve görgünün oldukça uzağında konumlanabilir. Ortaya koyduğu sanatın başkalaşması onu bir süre rahatsız edecektir. Fakat yaşamanın maliyeti karşısında bu yolu tercih etmiş olmak, bir süre sonra bu sıkıntıyı görmezden gelmesine sebep olacaktır. Öyle ya, yaşamak için elinde sadece sanatı vardır. Sanatkâr bilir ki, bu tercihten dolayı en sert tepkileri gelenek dairesinden alacaktır. Bir anda “öteki” olup artık sanatını halkın istek ve tercihleri yönünde icra edecektir. Bir şekilde popüler kültüre biat edecektir yaşamak için.

          İki kutuplu bir tercih alanını bu şekilde ortaya koyduktan sonra, bir yumurta-tavuk ikilemine açılan “sanat ne içindir?” sorusuna dönelim. Bu soruya sanatkâr tarafından verilebilecek en “rasyonel” cevap şudur: “Sanat yaşamak içindir.” Sanatkâr da herkes gibi yaşama maliyeti olan yani; yemek-içmek zorunda olan, çocuğunu okula gönderen, kira ödeyen, elbise alan ve buna ek olarak sanatsal harcamaları sırtlayan bir insandır. O yüzden, ister gelenek dairesinde olsun, ister popüler dairede olsun sanatkâr değerlidir. Kendi sanatını icra etmeye imkânı olsun ya da olmasın, milletin değeridir; kimsenin ötekisi falan da değildir. Emeksiz yemek yiyenler, eğitimsizliğiyle öğünenler, torpilin imkânlarıyla sağda solda yürüyenler ise bu kavramların çok dışındadırlar. Başa dönecek olursam “Milli kültür hamlesi” bu dengesizliği giderip, sanatkâra seçimleri için daha adaletli bir ortam sağlayabilir. İşte o vakit sanatkâr sanatın felsefî değerleriyle de ilgilenebileceği bir ortamı kendisi oluşturabilir. 


Bir eser önerisi: Yazımı okuduktan sonra üstad Kani Karaca'nın  aşağıda linkini eklemiş olduğum kasidesini dinlemenizi öneririm. “Cânı cânâna kurbân eyleyen gelsin bu meydâne / Soyup benliğini uryân olan gelsin bu meydâne” şeklinde başlayan bu kaside Kelâmi Baba’ya aittir. Kasideler, taksimler gibi anlık bestelenirler.  İcracının makam bilgisini ve tavır gücünü bu form içerisinde rahatlıkla görebilirsiniz. Üstada rahmet niyazıyla.

https://www.youtube.com/watch?v=Ytb3Pq1x27Y

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Millet Bu Müziği İstemiyor!"

Perdeler

Kavramlarla Gör(eme)mek