"Millet Bu Müziği İstemiyor!"

Bir proje görüşmesinde “salon dolmaz”, “izleyici gelmez” nidaları havalarda uçuşuyorken, ilgili birimin amiri “millet bu müziği istemiyor!” diyerek son noktayı koymuştu. Milleti popüler kültüre boğanların ilk iki sloganına alışıktım; fakat bu sonuncusu, benim için (yıllar önce) yeni bir argüman olmuştu.

Öncelikle şunu söylemelim ki bir projeyi milletimizin beğenisine sunmak için önüne popülerlik çıtasını eklemek, aslında milletimizin seçimlerini daraltır. Malumunuz insanlar seçimlerini onlara sunulan seçenekler üzerinden yaparlar. Bu seçenekler ne kadar çeşitli olursa, sonuç da o kadar çeşitlenir; seçeneklerin daralması ise sonucu sadece belirli bir yöne doğru çeker. Bu nedenle bir seçenek olarak gelenekli sanatların masada olması her durumda toplumun iyiliğine olacaktır. Çünkü bu kadim mirasın mirasçıları değerli milletimizdir. Onun kendi kültürünü görmesine engel olacak uygulamalar, kültürle millet arasına bir set çekerken, milletimizin kültür emperyalizminin ağır bombardımanlarına karşı savunmasız kalmasına sebep olur. Dolayısıyla, bir seçenek olarak kültür başlığının en tepesinde olması gereken millî kültürdür. Milletimizi millet yapan değerlerin “Millet bu müziği istemiyor” diyerek savuşturulması aslında milletimize bir hakaret değil midir? Yani milletimiz öz kültürünü kabul etmiyor, öyle mi? Bu saçmalık, “bugün git, yarın gel” sözünün etkili olamayacağı durumlarda söylenen, ağır bir sözdür aslında! Kültür birimlerini yönetenlerin bu dili kullanmaları ise daha büyük bir ayıptır.

Milletimiz asildir! Birilerinin sık sık dillendirdiği gibi cahil bir millet değildir! Kökleriyle var olmuş; bu topraklarda geleneklerini oluşturmuş kadim bir milletin mensubuyuz. Ama gelin görün ki, denizler kadar zengin bir kültürün evlatları, bugün kültür diye bir bardak suya bakıyorlar… Seçeneklerin masada olması; türkülerin, şarkıların, saz eserlerinin bu milletin sinesinde hak ettiği yerde durması için kültüre dair bakışın yeniden ele alınması gerekir. Milletimiz, bu sanatı oluşturan değerlerin sahibidir; aynı zamanda da tek hamisidir. Mirası, mirasçıların dikkatine sunmak; onu geleceğe aktarmak da kültür alanındaki herkesin vazifesidir.

Bir Eser Önerisi: Bu hafta size önereceğim eser Tanburi Cemil Bey'e ait. Üstadın kendi bestesi olan şedaraban makamındaki saz semaisini yine kendi icrasından dinlemek istemez misiniz? 

 https://www.youtube.com/watch?v=ShlutDhL7Kk&list=PLOP8MwvFE7nOua-_paXBqnDS8AQGnghHF

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Perdeler

Kavramlarla Gör(eme)mek